Venüs atmosferindeki bulutlarda yaşam belirtisi olabilecek elementler keşfedildi
IFLScience’ın haberine göre gökbilimciler, Hawaii’deki James Clerk Maxwell Teleskobu’nun (JCMT) Venüs projesi ile ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) 1978’de fırlatılan “Pioneer Venüs 2” atmosfer sondalarından elde edilen verileri inceledi.
Araştırmada, Venüs’ün yaklaşık 55 kilometre yükseklikteki bulutlarında oksijensiz ortamlarda yaşayan mikroplar tarafından üretilen fosfin gazı ve amonyak moleküllerinin varlığına dair ipuçları elde edildi.
Londra Imperial College’dan Dr. Dave Clements ve ekibi, fosfin, kükürtdioksit ve su da dahil olmak üzere diğer çeşitli molekülleri tespit edebilmek amacıyla JCMT-Venüs projesi verilerini kullandı.
Clements, Pioneer Venüs sondası verileriyle tutarlı biçimde yaklaşık 55, 56, 57 kilometre yüksekliklerde milyonda bir parça düzeyinde fosfin olduğuna dair tespitler yaptıklarını kaydetti.
‘Venüs’ün atmosferinde birtakım tuhaflıklar var’
Clements, “Venüs’ün atmosferinde birtakım tuhaflıklar var. Fosfin yeni ortaya çıkan bir madde. Bunlara ilave olarak atmosferdeki su ve kükürtdioksit miktarı da zamanla değişiyor. Nedeni bilinmiyor. Değişiklikler çok büyük ölçülerde izlenmiyor ancak günlerden yıllara kadar çeşitli zaman dilimlerinde farklılıklar gösterdiği biliniyor” ifadelerini kullandı.
Venüs atmosferindeki amonyağı mikropların üretebileceğine dair iddialar var
Ekip, Pioneer Venüs 2 sondalarından elde edilen bilgileri teyit edecek şekilde bulutlarda amonyak bulunabileceğine dair tespitler de yaptı.
Bir kayalık gezegende amonyak bulunması güçlü bir biyolojik imza olarak kabul ediliyor. Bulgu, Venüs’te yaşam olduğunu kanıtlamıyor ancak bilim insanları burada amonyağın nasıl oluştuğunu anlamaya çalışıyor.
İngiltere’deki Cardiff Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jane Greaves, Venüs’te yaşam bulunması ihtimalinden ilham aldıklarını belirterek şunları kaydetti:
Venüs bulutlarında fosfin gazı ilk defa 2020’de tespit edildi
Venüs’ün etrafını çeviren bulutlarda hidrojen ve fosfor atomlarından oluşan fosfin molekülleri, JCMT tarafından ilk defa Eylül 2020’de tespit edilmiş, bulgu Şili’deki Atacama Büyük Milimetre Dizisi (ALMA) tarafından da doğrulanmıştı.
Araştırmanın sonuçları, İngiltere’deki Hull Üniversitesinde bu hafta yapılan Ulusal Astronomi Toplantısı özel oturumunda sunuldu.